Henri Michaux
Belçika asıllı Fransız yazar ve ressam (Namur, 1899-Paris, 1984)
Çocukluğu yalnızlık içinde geçen Henri Michaux, Cizvitlerin yanında gördüğü eğitimden sonra başladığı tıp öğrenimini yarıda bırakıp (1919), tayfa olarak bir gemiye girdi (1920). Lautréamont’un kitaplarını okumaya başladıktan (1922) sonra içinde büyük bir yazma isteği duydu. Belçika’dan ayrılarak Paris’e yerleşti. İlk dostları olan Franz Hcllens ve jean Paulhan tarafından ilk yapıtları yayımlandı; Fables des origines (Kökenlerin Fabli, 1923); Qui je fus (Ben Kimdim, 1927). Michaux artık Klee, Ernst ve Chirico’ nun yapıtlarını tanımıştı; karısıyla birlikte Ekvador’a (1928), Kuzey Afrika’ ya (1929), Asya’ya (1930-1931), Brezilya’ya (1939) ve Mısır’a (1947) yolculuklar yaptı. Karısı 1948’de öldü; 1956’da uyuşturucu kullandı. Yaşamının daha sonraki yıllarını yazarak ve resim yaparak geçirdi.
YAPITLARININ ÖZELLİKLERİ
YAPITLARININ ÖZELLİKLERİ
Michaux’nun yapıtları, tıpkı yaşamı gibi “başka yerde” olanın arayışıdır. Üç hayali yolculuk anlatısını 1948’de Ailleurs (Başka Yerde) başlığı altında toplaması da bunun bir kanıtıdır: Voyage en Grande Garabagne (Büyük Garabagne’a Yolculuk); Au pays de la magie (Büyü Ülkesinde); Ici. Poddema (Burası Poddema). Hayali olanı araştırmayı sürdürürken, insanın içindeki evreni tanımaya, dilin içinden insanın özelliklerini belirlemeye çalıştı: Yapıtlarının antolojisine Espace du dedans (İçteki Uzam) başlığını vermesiyle de benimsediği bu doğrultuyu açıkça ortaya koydu.
Michaux’nun yaklaşımı temelde sıkıntıya, başkaldırıya, reddetmeye, gerçeğe bağımlılıktan uzaklaşmaya dayanır. Biçimsel yapısı aynı zamanda şiir, anlatı, fabl, deneme ve günce olan
Mes propriétés (1929), La nuit remue (Gecede Kıpırtılar, 1931), Epreuves, exorcismes (Deneyler, Büyüler, 1945), La Vie dans les plis (Kıvrımlardaki Yaşam, 1949), Face aux verrous (Kilitlerle Karşı Karşıya, 1954) gibi kitapları mutlak bir varlığı arayışını yansıtır. Mücadeleyi, çabayı, hareketi simgeleyen şiirleri haykırmalar, sızlanmalar, mırıldanmalar, büyüleyici sözlerle doludur. Şiirlerinde biçimsel bir arayışa raslanmaz. Metinleri, bir takınaktan, bir ürküntüden, bir ritimden, bir görüntüden doğar. Michaux, üstündeki etkilerden, baskılardan kurtulmak için yazar. Resim yapmak ve yazmak onun için yaşamı sürdürme serüvenidir. Kaynağı, sıkıntının etkisi ve varolma olgusundan yoksun kalma duygusu olan Michaux’nun yapıtları sürekli kendini yenileme yönündedir. Edebiyat alanında olduğu kadar resim alanında yeni bir anlatım yolunu arayan Michaux’nun öbür çalışmaları (metin ve desen) arasında şunlar sayılabilir: Misérable miracle (Zavallı Mucize, 1956); L’infini turbulent (Gümbürtülü Sonsuzluk, 1957); Connaissance par les gouffres (1961); Les Grandes épreuves de l’esprit (Düşüncenin Büyük Sınavları, 1967); Émergences/Résurgences (1972); Moments (Anlar, 1973); Par la voie des rythmes (Ritimler Yoluyla, 1974); idéogrammes en Chine (Çin’de İdeogram-lar, 1975); Coup d’arrêt (1975); Face à ce qui se dérobe (1976); Poteaux d’angle (1981); Chemins cherchés, chemins perdus, transgressions (Aranan Yollar, Yitirilen Yollar, Hiçe Saymalar, 1982).
Mes propriétés (1929), La nuit remue (Gecede Kıpırtılar, 1931), Epreuves, exorcismes (Deneyler, Büyüler, 1945), La Vie dans les plis (Kıvrımlardaki Yaşam, 1949), Face aux verrous (Kilitlerle Karşı Karşıya, 1954) gibi kitapları mutlak bir varlığı arayışını yansıtır. Mücadeleyi, çabayı, hareketi simgeleyen şiirleri haykırmalar, sızlanmalar, mırıldanmalar, büyüleyici sözlerle doludur. Şiirlerinde biçimsel bir arayışa raslanmaz. Metinleri, bir takınaktan, bir ürküntüden, bir ritimden, bir görüntüden doğar. Michaux, üstündeki etkilerden, baskılardan kurtulmak için yazar. Resim yapmak ve yazmak onun için yaşamı sürdürme serüvenidir. Kaynağı, sıkıntının etkisi ve varolma olgusundan yoksun kalma duygusu olan Michaux’nun yapıtları sürekli kendini yenileme yönündedir. Edebiyat alanında olduğu kadar resim alanında yeni bir anlatım yolunu arayan Michaux’nun öbür çalışmaları (metin ve desen) arasında şunlar sayılabilir: Misérable miracle (Zavallı Mucize, 1956); L’infini turbulent (Gümbürtülü Sonsuzluk, 1957); Connaissance par les gouffres (1961); Les Grandes épreuves de l’esprit (Düşüncenin Büyük Sınavları, 1967); Émergences/Résurgences (1972); Moments (Anlar, 1973); Par la voie des rythmes (Ritimler Yoluyla, 1974); idéogrammes en Chine (Çin’de İdeogram-lar, 1975); Coup d’arrêt (1975); Face à ce qui se dérobe (1976); Poteaux d’angle (1981); Chemins cherchés, chemins perdus, transgressions (Aranan Yollar, Yitirilen Yollar, Hiçe Saymalar, 1982).
KARŞI
Bir kent kuracağım size paçavralarla!
Kuracağım size harç koymadan, ölçüp biçmeden
Yok edemeyeceğiniz bir yapı,
Bir köpüren belirginlikle
Dayanacak ve şişecek, burnunuza anıracak bir yapı,
Hem de donmuş burnuna Partenonlarınızın, Arap
ve Ming sanatlarınızın.
Dumanla, sıvıya dönüşmüş sisle
Ve davul derisinin sesiyle
Kaleler kuracağım size göz kamaştıran,yamyassı eden,
Karşılarında sizin kaç bin yıllık düzeniniz ve
hendeseniz
Bir saçmalık, bir zırva, bir nedensiz toz kesilecek.
Ölüm, ölüm! Ölüm hepinize, yaşayanlara hiçlik!
Evet! İnanırım Tanrı'ya! O bilmiyor bunu elbette!
İnanç, ilerlemeyen için aşınmaz pençe,
Dünya! Ah o boğulmuş dünya, soğuk karın!
Bir simge bile değil, hiçlik hep! Karşıyım, karşıyım
Karşıyım ve gebermiş köpeklerle besliyorum seni.
Tonlarla, anlıyor musunuz, tonlarla koparacağım
Sizin dirhem dirhem esirgediğinizi benden.
Yılanın zehiri can yoldaşıdır onun,
Can yoldaşıdır ve bilir gerçek değerini.
Kardeşler, cehennemlik kardeşlerim benim,
güvenle gelin ardımdan.
Kurt dişleri kurda saldırmaz,
Saldırdığı koyun etidir.
Karanlıkta daha açık göreceğiz, kardeşlerim.
Labirentte bulacağız doğru yolu.
Burda sana yer var mı, iskelet, bıktırıcı, sidikli, çatlak çömlek?
Gıcırdayan makara, nasıl da duyacaksın dört dünyanın gergin halatlarını
Onlarla bağlayarak parçalatırken seni!
(La Nuit Remue'den)
Çeviren: Sait Maden
VE BÖYLE HEP
Ve böyle hep kargıyla delinmedir bu
üşüşen arılar gözün üstüne
üşengenlik
ve böyle hep çıplak böğürdür
ve böyle hep diri diri gömülendir bu
ve böyle hep yıkılmış tapınak
ırmağa karşı savaşan kirpik gibi güçsüz kol
ve böyle hep geri dönen gece
boş ve gözetleyen uzay
ve böyle hep eskimiş kolan
ve böyle hep diri diri gömülmüş kişi
ve böyle hep çöken balkon
anımsayan yüreğin dibindeki çimdiklenmiş sinir
beyni kırbaçlayan baobab-kuş
varlığın ortasına atıldığı sel
ve böyle hep fırtınada karşılaşma bu
ve böyle hep kıyısıdır ay tutulmasının
ve böyle hep gözenekler korkuluğunun gerisi
ve çekilen, geri çekilen ufuk...
(Apparitions'dan)
Çeviren: Sait Maden
Anılar
Doğaya benzer, doğaya benzer, doğaya benzer,
Doğaya, doğaya, doğaya,
Tüye benzer,
Düşünceye benzer,
Ve bir bakıma yer yuvarlağına benzer,
Durmayan, gerçekçiliği olmayan şeye, gömülmüş
başına bir çivinin,
kendinizi bir başka yere vermişken sizi yakalayan
uykuya,
Yabancı bir dildeki türküye,
Ağrıyan ve sızılı kalan bir dişe,
Dallarını bir taşlığa yayan,
Hesaplarını göstermeden güzelliğini biçimlendiren ve sanat eleştirmesi yapmayan bir arokaryaya,
Yazları çıkan toza, titreyen bir hastaya,
Bir damla yaş akıtan ve böylece kendini yıkayan
göze,
Üst üste biriken, ufku daraltan, gene de gökyüzünü düşündüren bulutlara,
Geceleyin bir garın ışıklarına, varılan ve tren olup olmadığı bilinmeyen bir garın,
Hindu sözcüğüne, hiç gitmediğiniz bir kentin bütün sokaklarını dolduran,
Ölüm üstüne anlatılan şeye,
Bir yelkenliye okyanusta,
Altındaki tavuğa saz yaprağının, yağmurlu bir
öğle sonu,
Büyük bir yorgunluğun okşanmasına, çok sonra yerine getirilecek bir söze,
Kaynaşmaya bir karınca yuvasındaki,
Bir akbaba kanadına, öbür kanat dağın karşı
yamacındayken daha,
Alaşımlara,
İliğe, yalanla birlikte,
Körpe bir bambuya, o körpe bambuyu kıran
kaplanla birlikte,
En sonra bana benzer,
Daha sonra da ben olmayana,
Bu yol'la, ey sen ki yol'umdun benim.
(Ecuador'dan)
Çeviren: Sait Maden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder